Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 101.yılını da geride bıraktık. İstiklal Mücadelemiz ‘in zaferle sonuçlanışının ve Cumhuriyete kavuşmamızın 100.yılı yaklaşıyor. 2021 yılı içerisinde, Allah nasip ederse, ülke tarihimiz için çok önemli olayların 100. yıllarını yaşayacağız. Güney Cephesinde kazanılan başarıların yanında, İnönü ve Sakarya Savaşları bunlardan.
Bu özel yılda bol bol Kurtuluş Savaşı konuşmalı, çocuklarımıza gerekli milli bilinci aşılamalıyız. Bu amaçla okunup, okutulacak kitaplardan, Falih Rıfkı Atay’ın Çankaya’sında; Atatürk’ün hangi şartlarda bu mücadeleye giriştiği çok güzel anlatılıyor.
Mustafa Kemal, Ankara’ya geldiği gün, ona kalacağı bir ev arıyorlar. Şimdi Meteoroloji’nin bulunduğu yerde bir binaya yerleşiyorlar. (Bu binanın restore edilmesi için Keçiören Belediyesi çalışmalara başladığını duyurmuştur) Bugün metruk halde bulunan yapı, hem ev hem de karargah olarak kullanılacak. Ancak bir sorunları var. Ceplerinde bir kuruşları yok. Düşünün, Türkiye’yi kurtarmaya gelmiş heyetin iaşelerini karşılayacak paraları yok. Çaresizler, ne yapacaklarını kara kara düşünürken kapı çalınıyor. İçeriye Ankara müftüsü Rıfat Börekçi ve eşraftan bir heyet giriyor. Mustafa Kemal Paşa “Hayrola hocam” diyor. Hoca efendi “Paşam düşündük, ihtiyacınız olacak ,aramızda para topladık. Buyrun”
Mustafa Kemal ve arkadaşları rahatlıyor. Bu milletle zaferin kazanılacağına dair inançları bir kat daha artıyor. Hani paralel tarih yazanların bir iddiaları var. Güya Sultan Vahdettin, Mustafa Kemal’i Anadolu’ya gönderirken bir sandık altın vermiş. Adamların hayatı yalan. Paralel din yaratmak, tarih yaratmak, devlet yaratmak hep bunların işi.