Bu kitap proto-türkçe yazıtların okunması bakımından atılan ilk adımı teşkil edecek ve onların daha doğru okunuş şekilleri bundan sonraki mesailere bağlı kalacaktır.
Prototürkçe yazıtlarda verilen bilgilerin bugüne kadar bilinen eserlerle teyidi, bu yazıtların Orhun-Selenge yazıtlarından öncesine ait olmaları dolayısıyla, mümkün olamamaktadır. Bu bakımdan ümit beslenebilecek olan YAQUB İBN-NUMAN «Bulgar Tarihi» gibi eserler de zamanımıza kadar intikal edememiş bulunmaktatır. Çok zengin olduğu bilinen ve bilhassa Avrupa prototürkleri hakkında ipuçları vermesi kuvvetle muhtemel olan, Kazan kütüphanesi maalesef Ruslar tarafından tahrip ve yakılmış bulunmaktadır. Bütün bunlara rağmen prototürk ananelerinin destan veya halk ağızlarında bugüne kadar intikal edebildiklerini müşahede etmekteyiz:
1. Oğuz Kağan destanı [19*, yüz 10] Oğuz Kağanın babasının boğa ve anasının Ay-Kağan olduğunu nakletmektedir ki, bu tasvir şek. 2 ve 3 ile bildiğimiz inanca tamamıyla intibak etmektedir. «Bîlleri böri billeri deg» tabirinin manasını da şek.1 ve 19 dan bilmekteyiz.
2. Kendilerine «türik» ve dillerine «türki til» [bulgar türkisi, Qazan türkisi, Idil boyı türkisi, 79*, yüz 812] diyen kuzey Türklerinde «tozğa yazmağannı süyleme!» (“kayın kabuğuna yazılmayanı söyleme!”) tabiri onların runik alfabe kullandıklarını ifşa etmektedir.
3. «Sın Allanın, qaşqa tekesimi elle» [“sen Allahın alnı ak tekesi misin yoksa?”, bk. Ğ.W. Yusuf, 80*, yüz. 351 ve 79*, yüz 244] tabirinin manasını ise ancak şek. 3 ve şek. 17/14 muvacehesinde izah edebileceğiz.
4. Yeni doğan çocuğa «küçik kölmegi» [“köpek gömleği”, Ğ.W. Yusuf, 80*, yüz 353] giydirilmesi de İT USU ЁТ ЁКІ, CQ ЁКІ (vale 2*), İTİ AT ЁSİTİT OQUN (vale 4*), ÖGÜ İT (oqç*), ÖKÜ ЁSİС İT (alt*), cümleleri muvacehesinde mana kazanmaktadır. XİSAMUTDİN ŞARAF-AD- DİN’in «Bulgar Tarihi» inde -«İT İMGEN QILIS OĞLI» (“köpek emen Qılıs oğlu”) tabiri de yadırganamaz. Kazan şehri kurulurken temeline köpek gömülmüş olması da [80*, yüz 353] prototürk ananelerinin, manalarının unutulduğu zamanlarda bile, yaşayabilmiş olduğunu göstermektedir.
5. Hayatının zor anlarında ,meselâ doğum esnasında, kazak anasının ateşe may (“yağ“) atarak «Ot ana! May ana! Carılqa!» (“Ateş ana! Yağ ana! Yarlıka!”) demesi [N. B. QARAŞ, 69*, yüz 199], kuzey Türklerinin «Ot toydırıw» (“ateş doyurma“) namı ile kızgın fırına yağ atmaları [80*, yüz 357], «Ot atlatıw» (“ateşten atlatma“) ve mezar başında ağaç yakılma adeti [80*, yüz 354] OT-OZ OĞLINA, qarç*, inanışının kalıntılarından başka bir şey değildir.
6. Mişer «imçi» (“doktor”) lerinin «Ay-kün qutıla, sin de qutıl» (“Ay-güneş kurtuluyor, sen de kurtul”) diyerek hastalarına yardım aramaları [80*, yüz 366] KÜN-AY tanrısına inancının bir devamıdır.
7. Yazıtlarla çok yakından ilgili diğer bir inanışta, insanların kuşa çevrilmelerine dair «saq-suq» masalıdır. Beyaz yılan-kraliçenin boynuzlarının talih getirme organları oluşu da [80*, yüz 352] şek. 33 deki «Zekâ Tanrısı» tasfiri ile yakından ilgilidir ve ONUÇUZUÇ tabiri «talih» ten başka bir mana taşımamaktadır. Şek. 22/22 deki gibi bir kanatlı yılanın Kazan şehrinin arması olmasının [80*, yüz 354] manasını etr. 22* yazıtından anlamaktayız.
Kazım Mirşan’ın Proto-Türkçe Yazıtlar kitabından bir önceki bölüm:
ÖnTürkçe Yazıtlar 2/ : Okunuş Zorlukları
Kazım Mirşan’ın Proto-Türkçe Yazıtlar Kitabından alınan bölümlerin tamamına ulaşmak için tıklayınız.